Ortadoğu'nun jeopolitik ve jeostratejik önemi, bölgede bulunan petrol ve doğal gaz kaynakları, devletlerin güç ve rekabet mücadelelerinin bu bölgede yoğunlaşmasına yol açmıştır.
Strateji, güç ve politika, petrol dünyasında ekonominin diğer alanlarında olduğundan daha fazla etkinlik göstermektedir.Petrol politikalarının ve uygulanan stratejilerin temelinde, temel enerji kaynağı haline gelmiş olan petrolün getirisinin kimler tarafından, nasıl ve hangi oranlarda paylaştırılacağı çabaları yatmaktadır.
Petrolü ilk keşfeden ve kullananlar MÖ 3 binli yıllarda Mezopotamyalılar olmuş. İlk sızıntıların olduğu daha doğrusu fark edildiği yer ise Fırat üzerindeki Hit bölgesi yani bugünkü Bağdat olmaktadır.
Petrol ilk olarak yaygın şekilde gemilerde kullanıldı petrol kömüre göre dört kat daha ekonomik ve petrolle işleyen gemiler kömürle çalışanlardan daha hızlıydı. Petrolle çalışan savaş gemilerinin, askeri araçların, tankların ve hatta uçakların Birinci Dünya Savaşı sırasında kullanılması, petrolü en önemli askeri ve stratejik araçlardan birisi haline getirmiştir. Petrolün ekonomilerde de en vazgeçilmez bir kaynak haline gelmesi, petrol politikalarını hızlandırırken, petrolü yönetimleri altına alanları da zenginleştirmiştir. Örneğin Standard Oil Company’nin kurucusu John D. Rockefeller dünyanın en zengin kişisi haline gelmiştir.
20. yüzyıla damgasını vuran petrolün ticari amaçlarla kullanımı 19. yüzyılın ortalarına denk gelmektedir. Petrol dünya sahnesine 20. yüzyıl başlarında girmiştir. Ancak o dönemde petrolün gelecekteki önemini görebilen pek az politikacının olması ve Ortadoğu'da büyük miktarlarda petrol bulunduğunun bilinmemesi yüzünden Ortadoğu'ya yönelim fazla olmamıştır.
Günümüzde ise dünyada kullanılan enerji kaynakları sıralamasında petrol % 40 kullanım ile birinci sırayı almaktadır. Petrolü % 25 kullanım ile kömür, % 20 ile doğal gaz ve % 7 ile nükleer enerji kaynakları takip etmektedir.
Orta Doğu’nun önemli bir petrol üretim bölgesi olması nedeniyle bölgede meydana gelen karışıklıklarda petrol önemli rol oynamış ve çıkan her kriz petrol fiyatlarını tetiklemiştir. Hala devam eden savaşlar tüm Dünyanın gözü Orta Doğunun üstünde olduğunu göstermektedir .
Orta Doğu’nun önemli bir petrol üretim bölgesi olması nedeniyle bölgede meydana gelen karışıklıklarda petrol önemli rol oynamış ve çıkan her kriz petrol fiyatlarını tetiklemiştir. Hala devam eden savaşlar tüm Dünyanın gözü Orta Doğunun üstünde olduğunu göstermektedir .
Petrol konusunda Ortadoğu özel bir yere sahiptir. Çünkü petrol kalitesinin ve petrol rezervlerinin en yüksek olduğu bölge Ortadoğu dur. Ayrıca arama, çıkarma, taşıma gibi yönlerden kolaylığa sahip olduğu için Ortadoğu bu anlamda bir cazibe merkezidir. Zira dünyada petrol rezervlerine bakıldığında rezervlerin 102 milyar tonu (%57) Orta Doğu Ülkelerinde, 16,7 milyar tonu (%9) Rusya ve Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) ülkelerinde, 16,9 milyar tonu Afrika'da (%10) yer almaktadır. Ancak günümüzde dünyada bulunan enerji kaynaklarına, ispatlanmış rezervleri ve yıllık üretim oranları çerçevesinde bakılırsa, rezerv ömrünün; petrol için 44 yıl olacağı tahmin edilebilir.
Tablo 1.1 En Çok Rezervi Olan Ülkeler
ÜLKELERE GÖRE
PETROL REZERVİ
ÜLKELER
PETROL REZERVİ
ÜLKELER
2014 REZERVİ
2015 REZERVİ
Venezüella
297.740
298.350
V. Arabistan
268.350
268.289
Kanada
173.200
172.481
İran
157.300
157.800
Irak
140.300
144.211
Kuveyt
104.000
104.000
Tablo 1.2 EN ÇOK PETROL ÜRETEN ÜLKELER(2013 İTİBARİYLE)
ÜLKELER
GÜNLÜK ÜRETİM MİKTARI
Rusya
10.73
V. Arabistan
9.57
ABD
9.02
İran
4.23
Çin
4.07
Kanada
3.59
GÜNLÜK ÜRETİM MİKTARI
Rusya
10.73
V. Arabistan
9.57
ABD
9.02
İran
4.23
Çin
4.07
Kanada
3.59
Birinci Dünya Savaşı’nda petrolün önemi daha çok anlaşılmış, özellikle de deniz kuvvetlerinde petrolden yararlanmanın savaş gücünü artırdığı görülmüştür. Savaşın ortaya çıkardığı bir diğer çarpıcı gerçeklik ise petrolün gelişen ve gelişmekte olan ülkelerin gözünde “iktidarı” sağlamlaştıran en büyük temel etken olmasıydı
. Kimde petrol olduğu, kimin petrol istediği, bu petrolün ne değerde olduğu hep anlaşmaların ve paylaşımların konusuydu. Petrol bir güç ve hükümdarlığın sembolü olarak görülüyordu. Bu da uluslararası politikada; petrol şirketleri ve devletlerin kendi aralarında çıkar tartışmasının uzun yıllar süreceğinin göstergesi idi.
. Kimde petrol olduğu, kimin petrol istediği, bu petrolün ne değerde olduğu hep anlaşmaların ve paylaşımların konusuydu. Petrol bir güç ve hükümdarlığın sembolü olarak görülüyordu. Bu da uluslararası politikada; petrol şirketleri ve devletlerin kendi aralarında çıkar tartışmasının uzun yıllar süreceğinin göstergesi idi.
Orta Doğu petrol bölgesinin önemli ülkeleri üzerinde ayrı ayrı tahliller yapıldığı takdirde bu ülkelerin yaşadıkları iç ve dış problemlerinin tanınması bölge hakkında bütünleyici bir resim elde etmek açısından yardımcı olacaktır. Bu ülkelerin maruz kaldıkları iç ve dış tehditler ile kendilerinin bölge veya dünya için oluşturdukları tehditler günümüz olaylarını, özellikle Suriye Savaşı’nı sağduyulu bir şekilde yorumlamak için gereklidir.
İlk Britanya başbakanı winston churcill'in ''bir damla petrol bir damla kandan daha değerlidir'' sözü yıllardır petrol için yapılan zülum ve savaşlara en iyi örnektir.
Yani Ortadoğu; 1) Zengin hammadde kaynaklarına sahip olması, 2) Enerji nakil yollarının güvenliği ve 3) Askeri stratejik önemi bakımından uzun yıllardır emperyalistlerin ilgi odağı. Emperyalist merkezlerden birinin Ortadoğu’da kazanacağı bir mevzi, diğer emperyalist merkezlerin bölgedeki çıkarlarının gerilemesi anlamına da geldiği için, Ortadoğu, yıllardır kaynayan –daha doğrusu kaynatılan– bir kazan.
Giresun Üniversitesinde
Uluslarası İlişkiler
Rumeysa Bildirici
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder