26 Ağustos 2017 Cumartesi

NEDEN KIBRIS ? \ ŞEYDA ADIGÜZEL

Coğrafi önemi: Kıbrıs, coğrafi bakımdan dünyada benzeri olmayan bir konuma sahiptir. Bundan dolayı tüm güçlerin hedefindedir. Konumu, onu, en çok aranan yerlerden biri haline getirmektedir. Kıbrıs, Türkiye’nin Akdeniz’deki güvenlik noktası olmakla beraber Akdeniz’in 3.büyük adasıdır. Kıbrıs Adası, tarih boyunca Orta Doğuya açılmak isteyen devletler için, vazgeçilmez stratejik ve ticari bir üs olarak görülmüştür. Adayı elinde bulunduran güç, her zaman, Türkiye’den Mısır’a; Lübnan’dan, İran’a kadar olan bölgeyi kontrol etti. Türkiye üzerinden Orta Doğuya açılamayan güçler, Kıbrıs Adasını amaçları için kullanmışlardır.
Kıbrıs bizim için neden önemlidir? • Ege Denizi, Yunan Denizi ve Akdeniz’e Türkiye için hakim bir bölge olup, Tarihi, Kültürel, Ekonomik bağlarımız olan Kuzey Afrika (Mısır, Libya, Cezair,Tunus), Ortadoğu (Suriye, Lübnan, Filistin-Gazze) ülkeleriyle aramızda bir sıçrama tahtasıdır. • Olası bir savaş durumunda Çanakkale Boğazı ve Batı Anadolu’nun hava ve deniz çıkış koridorları Yunanlılarca tecrit edilerek Çanakkale boğazı da kısmen kapatabilir. Ege Adaları, Anadolu'ya yapılacak bir çıkarma ve saldırıyı kolaylaştırır. • Bu adalar Balkanlar ve Doğu Avrupa’dan gelecek herhangi bir istila hareketi için stratejik bir köprübaşıdır. • Bu bölgenin iklimi her türlü askeri harekat koşullarına uygun olduğundan düşman saldırılarına sürekli açıktır. • Balkanlardan yapılacak askeri bir harekat bölgenin coğrafi koşullarından dolayı kısa zamanda Trakya ve Batı Trakya’nın işgalini, oradan da Ege Denizine inişini kolaylaştırabilir. • Adalar Yunanistan’ın ve Yunanlılarla birlikte olan koolisyon güçlerinin olası savunma gücünü arttırır, Türkiye’nin Deniz ve Hava gücünü zafiyete uğratabilir. • Kıbrıs, Girit ve Rodos Adaları Doğu Akdeniz ve Süveyş'in kontrolü, Rodos ve Sakız ise Anadolu'ya karşı yapılacak bir harekat bakımından ve Ege Denizi'ni kontrol etmeleri sebebiyle bizim için her zaman stratejik olarak kalacaktır. • Doğu Akdeniz’in, Süveyş Kanalı'nın, Ege Denizi'nin, Akdeniz ve Eğe Bölgesi'nin savunması için Kıbrıs askeri, ticari ve savunma açısından hayati bir önem arz etmektedir. • Kıbrıs’ın güneyinde büyük Gaz ve Petrol rezervleri bulunmuştur. İsrail ile Kıbrıs Rum kesimi KKTC ‘nin de hakkı bulunan bu bölgede, uluslararası hukuku çiğneyerek buradaki gaz ve petrol yataklarını tek taraflı işletmeye hazırlanmaktadır. Bu da bu bölgede çıkabilecek büyük bir gerilimin habercisidir. Garantör ülke olarak Türkiye’yi bu konu birinci derece ilgilendirmektedir. • Doğu Akdeniz'de Korsanlık yapan İsrail Donanma ve savaş uçaklarının Güney Türkiye, KKTC hava ve deniz sahanlığını tehdit eder bir konuma gelmesi Türkiye’yi ciddi ve kalıcı tedbirler almaya zorlamaktadır. • KKTC’nin 37 yıldır halledilmeyen sorunlarının halledilmesi, uluslararası kuruluşların insafına bırakılmaması, Türkiye’nin batı ve güneyinin kontrol altına alınabilmesi için daha bunlar gibi askeri, siyasi, ekonomik, dış politika ve güvenlik konularında Türkiye’nin elinin güçlü olabilmesi için Kıbrıs meselesi asla başkalarının iradesine terk edilemeyecek kadar ciddi bir ülke sorunudur. • Coğrafi açıdan Anadolu’nun bir uzantısı doğu Akdeniz ve Orta doğunun kontrol kulesi niteliğinde olan bu ada yabancı güçlerin eline bırakılamaz.

Sonuç olarak ;Türkiye’nin Kıbrıs’taki garantörlüğü Türkiye ye karşı olan güvenini arttırmaktadır . Kıbrıssız bir Türkiye düşünülemez, Türkiyesiz bir Kıbrıs Anadolu'nun bağrına saplanmış bir süngü gibidir. Artık Kıbrıs sorunun acil ve geri dönüşü olmayan kesin bir çözüme kavuşturulması Türkiye’nin ve adada da yaşayan kardeşlerimizin güvenliği, ekonomisi ve geleceği açısından zarurettir.
Şeyda ADIGÜZEL
GİRESUN ÜNİVERSİTESİ STRATEJİK ARAŞTRIMALAR TOP.
YÖN. KURULU ÜYESİ
ULUSLARARASI İLİŞKİLER BÖLÜMÜ

11 Ağustos 2017 Cuma

KUZEY KORE - ABD GERGİNLİĞİ \ ANALİZ\ YASEMİN AYDIN

Abd ile Kuzey Kore arasındaki gerilimin temelleri  1950 yıllarına dayanmaktadır.. Abd geçmişte  yasanan 1950 1953 yılları arasında Kore Savaşında Kuzey Kore'ye 635.000 ton bomba ve 32.557 ton napalm bombası  atmıştır. Kuzey Kore ile Abd 1950 1953 yılları  arasındaki Kore savaşının sonunda resmi olarak hiçbir barış anlaşması imzalamamış sadece 27 temmuz 1953 tarihinde Kore Savaşını durduran ve hala yürürlükte olan Ponmunjom Ateşkes Anlaşması yapılmış ancak Abd ile Kuzey Kore arasındaki savaşı resmi olarak bitirecek hukuki değere sahip olmamıştır. Anlaşmanın yapılması sadece savaş mahkumlarının değiş  tokuş  edilmesi ,kuzey güney arasında askerden arındırılmış  bir bölge inşa edilmesi ve açık ihtilafların anlaşmaların askıya almasını  öngörmüştür.  Trump dönemine kadar bir çok anlaşma yoluna gidilmiş fakat  başarılı olamamıştır.  Trump'ın gelmesiyle gerilim daha da artmıştır. Su an da baktığımızda Jim-Kong ile Trump arasında karışılıklı söylemlerin artması kuzey Koreyi kızdırmıştır. Bunların üzerine  iki ülke arasında tansiyon yükselmiştir.  Kuzey Kore ilk olarak   pasifikte yer alan Guam Adasını hedef  almıştır. İlk  önce burayı hedef almasının sebebi ise Hawai'nin 400 mil batısında Kuzey Kore'nin ise 2200 mil güney doğusun da bulunan adanın pasifikte ABD gücünün kilit noktalarından biri olmasıdır. Yüzde 30 u askeri olan adada 6 bin ABD askerinin konuşlandığı ve nükleer bombaların bulunduğu stratejik askeri bir bölge olmasıdır. Donanma ve hava üslerinin bulunduğu adada  ABD ye ait nükleer denizaltı ve özel kuvvet merkezide bulunuyor. Ada ayrıca  Japonya ve Kore Yarımadası  üzerinde yapılan stratejik uçuşlar için de başlangıç noktası olarak görülüyor. ABD toprağı olan Guam ekonomi turizm ve askeri hareketlilik  üzerinden dönüyor. ABD'nin  Kuzey Kore'ye karşı bir savaş başlatılamamasının altında silahlanma gücünün yüksek ve ABD'nin önemli yerlerinde güçlerinin bulunmasıdır. Trump son gerginlikten sonra Kuzey Kore için stratejisini açıklamış ve yeni yaptırımların  uygulanacağını açıklamıştır.

YASEMİN AYDIN
GİRESUN ÜNİVERSİTESİ STRATEJİK ARAŞTRIMALAR TOP.
YÖN. KURULU ÜYESİ
ULUSLARARASI İLİŞKİLER BÖLÜMÜ

Ortadoğu ve Petroller

Ortadoğu'nun jeopolitik ve jeostratejik önemi, bölgede bulunan petrol ve doğal gaz kaynakları, devletlerin güç ve rekabet mücadeleler...