30 Kasım 2017 Perşembe

NATO-TÜRKİYE İLİŞKİSİ\ANALİZ\ABDULKADİR ÖDEMİŞ-MERT ÖZDEMİR

                       NATO TÜRKİYE İLİŞKİSİ
       NATO’NUN KURUCU ÜYELERİ(4 NİSAN 1949)
– Birleşik Krallık
– Belçika
– Kanada
– Danimarka
– Fransa
– İzlanda
– İtalya
– Lüksemburg
– Hollanda
– Norveç
– Portekiz
– Amerika Birleşik Devletleri
 ABDULKADİR ÖDEMİŞ
     











MERT ÖZDEMİR    
NATO’NUN ÜYELERİ
18 Şubat 1952
– Türkiye
– Yunanistan
9 Mayıs 1955
– Almanya
30 Mayıs 1982
– İspanya
12 Mart 1999
– Çek Cumhuriyeti
– Macaristan
– Polonya

29 Mart 2004
– Bulgaristan
– Estonya
– Letonya
– Romanya
– Litvanya
– Slovenya
– Slovakya
1 Nisan 2009
– Hırvatistan
– Arnavutluk
     
Kurucu Üyeleri:12 tane ülkeden oluşmaktadır.
Şuanda NATO’ya üye olan ülkeler:28 tane ülkeden oluşmaktadır.

                NATO NEDEN KURULDU ?
Uluslararası Askeri İttifak olarak da bilinen NATO, örgüt dışında kalan ülkelerden gelebilecek saldırılara karşı ortak savunma yapmak amacı ile kurulmuştur. NATO'nun merkezi, Belçika'nın başşehri Brüksel'de bulunmaktadır. NATO'ya üye ülkelerin askeri harcamaları, dünyada yer alan tüm ülkelerin askeri harcamalarının yüzde 70'ini oluşturmaktadır.

                    NATO TÜRKİYE İLİŞKİLERİ
Türkiye NATO’nun kurucu üyelerinden sayılabilir. Türkiye’nin NATO’yla tanışması 1950-1953 arasında olmuştur. Türkiye NATO’ya girebilmek için Kuzey Kore ve Güney Kore arasındaki savaşa Güney Kore’yi destek vermesiyle olmuştur. O yıllarda NATO Güney Kore’yi desteklemektedir. Kuzey Kore’yi ise Çin desteklemektedir. Türkiye Güney Kore’ye asker yollamasıyla NATO’nun kapıları Türkiye için açılmıştı. Türkiye’nin NATO için önemi soğuk savaş yıllarında kendini belli etmiştir. SSCB’ye karşı NATO’nun sınırı ve koruyucu kalkanı görevindeydi. 

 Bu dönemde ortaya çıkan Kore Savaşı Türkiye için aslında büyük bir öneme sahip olacaktır. 38. Paralelden ayrılan Kore’nin kuzeyinde yer alan Kuzey Kore’nin, Güney Kore’ye sınır anlaşmazlıkları nedeniyle saldırmasıyla Kore Savaşı başlamıştır. Aslında bu iki ülke arkasında ABD ve Sovyetler yer almaktadır. Güney Kore’yi destekleyen ABD, Türkiye’den askeri yardım istemiştir ve bu savaşta Türkiye başarı gösterirse Avrupalı devletlerin Türkiye’nin NATO üyeliğini destekleyebileceklerini dile getirmiştir. Türkiye Kore Savaşı’na 241.piyade birliğini Turgeneral Tahsin YAZICI komutasında göndermiştir. Türkiye bu savaşta çok fazla askeri şehit vermesine (741) rağmen savaşta büyük bir başarı göstermiştir. Türkiye Kore Savaş’ında gösterdiği başarı sayesinde bu oluşuma 3 yıl sonra Yunanistan’la aynı zamanda 18 Şubat 1952 yılında tam üye olmuştur. Türkiye’de sürekli bir komünist tehlike algısı yaratılarak komünizimle mücadele adı altında birçok kesimi kullanmıştır.Oysa Sovyetler Birliğinde Stalin’in 1953 yılında ölmesi ile birlikte, Sovyetler Birliği, Türkiye’ye resmi olarak hiçbir tehdidinin ve talebinin olmadığını iletmiştir.Ancak Türkiye, artık kontrolü kaybettiği için bu uyarıları duymamış ve soğuk savaş psikolojisi içerisine dahil olmuştur. Türkiye Nato ilişkileri 67 yıl içinde çok ilginç şekilde ilerliyor . İlk önemli Kıbrıs Barış Harekatında çıkıyor. Ve ABD en önemli NATO müttefikine 1975'de ambargo koymaya karar verdi. Oysa Yunanistan da Kıbrıs'ta 1963'den beri NATO silâhlarını Türklere karşı (uçaklar ve gemiler dahil) bol bol kullanmıştı. Ambargo tek taraflı geldi ve sadece Türkiye'ye uygulandı. Yunan lobisi Washington'u ve Kongreyi istediği yola sokmuştu. Ankara1964'deki Johnson mektubundan sonra ABD'den ikinci darbeyi de silâh ambargosu ile öğreniyordu. Silah ambargosu 1978'de kalkacaktı. Çünkü 1978'de İran büyük bir kargaşa yaşıyordu ve Amerika karşıtı bir dini rejimin geleceği belli olmuştu.Bu durumda ABD, Elbruz dağları üzerinde kurulan ve Sovyetler Birliği'ni dinleyen "tesislerini" kullanamayacaktı. Bu sistemi Türkiye üzerinden sağlaması gerekiyordu. Yıl: 1992.Amerika: ısrarla, Türkiye’ye: elindeki knox sınıfı, eski ve hurdaya çıkmış firkateynleri vermek istemektedir. Ancak: bu teklif edilen gemiler, uçak gemilerine refakat etmek üzere yapılmışlardır. Yani: Türkiye, karasularına uygun değiller. Dolayısıyla, Amerika’nın satmak istediği bu gemiler, hurdadan başka bir anlam taşımayacaktır.  Ekim 1992 tarihinde, Ege denizine gider. Burada: NATO Kararlılık Gösterisi-92 Tatbikatı yapılmaktadır.Tatbikatta: gerçek silah ve mermi kullanılması yasaktır. Tatbikata katılan gemiler: yeşil ve kırmızı olmak üzere, iki guruba ayrılırlar. Saratoga uçak gemisi: kırmızı guruptan, Muavenet gemimiz ise, yeşil guruptandır. atbikat, normal seyrinde sürdürülür ve ana safhası biter. Gemiler için: tatbikatın intikal yani üslerine geri dönüş safhası başlar. Akşam saatlerinde: gemilerin tümü: uyku-dinlenme pozisyonuna girerler.Tam bu sırada: 2 güdümlü mermi: Muavenet gemisinde: köprü üstüne isabet eder ve burayı havaya uçurur. Köprü: Türkiye Cumhuriyetini temsil etmesi ve bayrak taşıması nedeniyle; büyük anlam taşımaktadır. Olayın en tatsız yanlarından birisi bu.Hemen arkasından isi, ikinci bir mermi. Birinci mermi: doğrudan köprüye isabet eder. İkinci mermi ise: köprünün hemen önünde bulunan, ikinci taret ile, köprü arasında patlar.Güdümlü roketlerin: ateşlendikten sonra, iki gemi arasındaki uzaklığı en fazla, 1 saniyede aldığı düşünüldüğünde, Muavenet personelinin, herhangi bir koruyucu tedbir alamamıştır.
Geminin beyni durumundaki kaptan köşkünde: onarılmayacak derecede hasar oluşur. Geminin kaptanı; gemi mürettebatından, ölen, 5 kişi arasındadır. Makine subayı, geminin komutasını alır.Saratoga uçak gemisinden kalkan bir helikopter ile, bir kısım Amerikalı, Muavenet gemisine gelirler. Gemideki: güdümlü mermi parçalarını toplamak isterler. Ancak: geminin komutasını alan, Makine subayı, buna izin vermez ve Amerikalılar, gemiden uzaklaştırılırlar.Nerden bakılırsa bakılsın NATO Türkiye ye bir kambur olmuştur . Şuana kadar hiç güvenlik konusunda destek vermedikleri gibi verdikleri silah yada sattıkları silahlar hep iş görmeyen kullanılmış bozuk silahlardır. Bugüne bakıldığında NATO’nun Norveç’teki tatbikat sürecinde iki yönü olan bir kriz oluşmuştur.Bunlardan ilki; Atatürk’ün düşman kuvvetlerin başında biri olarak tatbikat planı içerisinde yer almasıdır.İkincisi ise; Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın açılan bir hesap üzerinden düşmanla işbirliği yapan kişi olarak gösterilmesidir.Bu durumun Türk yetkililer tarafından fark edilmesi üzerine NATO Genel Sekreteri gerek basına yaptığı açıklama da gerekse Sayın Cumhurbaşkanı’nı arayarak özür dilemiş ve ilgili kişinin işine son verildiğini ve Norveç makamları tarafından soruşturulacağını belirtmiştir.Bu NATO tarafından niçin yapıldı . Türkiye 15 yıl içinde savunma sanayisinde %70 , %80 ne varan yerlilik oranına sahip oldu artık NATO ya karşı durabiliyoruz bazı durumlarda. Rusya ile yapılan S 400 uzun irtifa hava savunma füzeleridenin rolü çok büyük . Çünkü NATO ya olan savunma amaçlı ihtiyacımız yok . Yıllardır NATO dan talep edilen Patriot Hava Savunma Sistemlerini Ülkemizde Almanya Kuvvetleri yada başka bir NATO üyesi gelip kullanıyordu . Burda güç NATO oluyordu, kendi istekleri doğrultusunda kullanmaktaydı. Rusyadan Alınan S 400 Hava Savunma Sisteminde kendi yazılımlarımız ile dost- düşman ayrımı yapabileceğiz buda NATO yu rahatsız etmekte. Bu son yaşanan olayların bir sebebide budur . NATO ya bizim ihtiyacımız yoktur,NATO nun bize ihtiyacı vardır.Ülkemiz hem jeopolitik hemde jeostratejik açıdan çok önemlidir. NATO burda böyle bir müttefiği kaybetmek istemez ama bu son yaşananlar pekte böyle göstermiyor. Asıl önemli olan nokta bu saatten sonra NATO'nun Türkiye'ye karşı tutumu değil, Türkiye'nin NATO'ya karşı tutumudur.

ABDULKADİR ÖDEMİŞ-MERT ÖZDEMİR
GİRESUN ÜNİVERSİTESİ STRATEJİK ARAŞTIRMALAR TOPLULUĞU
YÖNETİM KURULU ÜYELERİ
ULUSLARARASI İLİŞKİLER I.SINIF




        

Ortadoğu ve Petroller

Ortadoğu'nun jeopolitik ve jeostratejik önemi, bölgede bulunan petrol ve doğal gaz kaynakları, devletlerin güç ve rekabet mücadeleler...